Hakkımızda
SKINART TATTOO SELÇUK AKPINAR
Dövme Dergisi Sayı 8 Selçuk Akpınar Röportajı
Bu işe nasıl başladığınızı biraz anlatırmısınız?
Yirmili yaşlarımda dövme yaptırma isteği doğdu ve dövmeci aramaya başladım yirmi beş yaşına gelinceye kadar ne bir dövmeciyle nede bir dövme stüdyosuyla karşılaştım bu sebeple hem iş hem de yaptırma isteğiyle arayışa girdim ve Hollanda’dan makine ve malzemelerini hiç görmediğim halde getirdim. Üç sayfalık bir kağıtta iğnenin takılışı, makinenin çalışması, şablonun transferi vs. yazıyordu.
Kargo elime geçinceye kadar ‘Ben bunu yaparım’ diyordum fakat kargoyu açınca birbirinden ayrı on parçadan fazla malzeme, hiçbirinin ne işe yaradığını bilmeden gözü karartıp İzmir Alsancak’ta stüdyomu açtım.Birkaç denemeden sonra bu işin kafadan olmasının mümkün olmadığını anladım fakat iş işten geçmiş dükkanım açılmıştı. Öğrenmek için arayışa girdim ve Amerikalı Fred adında bana bu işi öğreten ustamla çalışmaya başladım. Her şey daha kolay ve eğlenceli hale geldi. Yılda 1993 oldu ve İzmir gerçek bir dövme stüdyosuna da kavuşmuş oldu.
O zamanki şartlar nasıldı?
1993-2000 yılları arasında dövme yapmak şimdi bakınca çok komik geliyor. Gül, akrep, dikenli tel. Ne gölge var ne de renk ama herkes mutlu, küçümsemiyorum dövmenin yaygınlaşmasına çok yardımcı oldu o küçük ama basit şekiller tabişimdi basit geliyor o günün şartlarında küçücük dövmelerle saatlerce uğraşırdım.
O zamandan bu zamana ne değişti?
Neler değişmedi ki , bir sefer kişilerin dövmeye bakışı değişti. Günah diyenlerin, hippi işi diyenlerin çoğunun çocuklarında, torunlarında dövme olunca bir anda dövmeye bakış sanata dönüşmeye başladı. 2000’li yıllarda üzerine birde internet çıkınca dövme beklide son 10 yılın en rağbet gören iş dalı haline geldi.
İlk zamanlarla şuan için yapılan işlerde bir ilerleme var mı?
Tabi ki var. İlk zamanlarda malzeme bulmak için yurtdışına giden arkadaşlarımdan yardım isterdim. İğne boya ister, ne gelirse onu kullanırdım. 2000’li yıllardı. Türkiye’ye dövme malzemesi sokan toptancıların girmesiyle hem malzemelerin kalitesi hem de dünyadaki gelişmelerin hemen ülkeye yansıması, dövmelerdeki işçilik ve kalitesinin dünya standartlarında çalışma imkanı buldurdu. Tabi ki bu malzemelerin bu kadar kolay bulunmasının da bazı dezavantajları oldu. İnsanların bir çoğu bir dövme yaptırdıktan sonra kendisinin da yapabileceğini düşünerek tıraş makinesi alır gibi dövme makinesi almaya başladı. Bu da ilerleyen zamanda sorun haline gelebilir.
Peki Ya… Yeni başlayanlara tavsiyen. . .
Yıllar içerisinde İzmir ve çevresine bir çok dövme stüdyosu açıldı. Genelde bunların çoğu “1 dövme yapsak kira çıkar” mantığıyla oldu. Fakat bu işte güzel bir dövme kirayı çıkarır; kötü bir dövme silinip gitmeye neden olabilir. Çoğu da böyle oldu. O yüzden kesinlikle bir stüdyo ortamında yetişip, bu işin yalnızca yapımını değil; kültürünü, insanların istedikleri dövmeyi anlama yeteneğine sahip olup, sterillik bölümünü tam olarak kavrayıp gerekli belgelerini aldıktan sonra bir işyeri sahibi olmalarını tavsiye ederim
Rastgele ortamlarda yapılan dövmeler hakkında ne düşünüyorsun?
Maalesef Türkiye’de böyle ortamlar da türedi. Bunlara engel olmak için dernekleştik. Fakat derneklerin yaptırımları olmadığı için başa çıkılamadı. Bu konuda asıl dövme yaptıracak kişilerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir bence. Nasıl olur da bir barın içinde, parkta ya da berberin yanında dövme yaptırılır ki. Yapan kişinin ekonomik amaçla yaptığı kesin. İnsan sağlığıyla oynuyor. Bunu yaptıranın anlaması sağlanırsa, böyle yerlerin de kaybolup gitmesi ya da doğru ortamlarda yapılması sağlanabilir.
Dövme yaptıracak kişilere nasıl bir ortam tavsiye edersin. .
İlk olarak stüdyo ortamında olmalıdır. Bu ortamı biz kendi içimizde dernek olarak belirledik ve dernek üyesi arkadaşlarımızın hepsi de uydu. O yüzden de stüdyolarda dernek üyelik sertifikalarına dikkat edilmelidir. Dövmeyi yapan arkadaşlarda ise kalfalık yada ustalık belgesinin olmasına bakarlarsa şu andaki ülke standartlarında bir ortamda dövme yaptırabilirler.
sene 1994
çekim için eski dövmeyi yapıyormuş gibi yapmışım heyecandan eldiven takmamışım....
yıllar yıllar yıllar